Cumartesi günü, akşamüstü Beşiktaş'ta birkaç bira yuvarlayayıp Dolmabahçe'ye yürüdük üşüye üşüye Ankaraspor maçı için. Maçı anlatacak değelim, meraklısı özetini ya da maçı izlemiştir zaten, merak etmeyeni de yormayalım. Maçı en güzel anlatan şey, Otoban Ahmet'in ara ara kapalı üstün demirlerinden sarkıttığı "Donduk ulan!" pankartıydı. Maçtan sonra tekrar Beşiktaş'a yürüdük arkdaşlarla. Sıkı soğuk vardı, üzerine bi iki kadeh daha yuvarlayayıp eve geldim. Hasta oldum, haliyle sekteye uğradı blog daha üçüncü gününden. Biz de kara teslim olduk yani.
Ama haftanın görüntüsü asıl pazar günü Konya'daydı. Sahaya çıkan orta hakem Barış Şimşek ve yardımcı hakemler sahanın futbol oynamaya uygun olup olmadığını kontrol edeceklerdi kırmızı eşofmanlarıyla. Etraflarında 25-30 kadar polis onları çembere almış, yürüyorlardı beraber. O kadar polis hakemleri kimden koruyorlar anlamadım, etraflarında da bir sürü olay insanı. O insanlar sahaya nasıl giriyorlar belli değil. Hakemler doğru düzgün kontrol bile yapamıyorlar. 4 tane hakem, 1 tane saha görevlisi belki bir de yayıncı kuruluşun kameramanı, spikeri en fazla 6-7 kişinin dahil olacağı saha kontrolünde o kadar insan n'apıyordu. Sanırsın ki National Geographic'i açmışsın, Serengeti Düzlükleri'ndeki göç mevsimini izliyorsun. Ne o kalabalık öyle. Maça gelen seyircinin saha temizleme çalışmalarına katılması ile de iyice renklendi zaten ortalık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder